Kayıtlar

2005 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

vaziyet

Resim

Cat&Fish

Resim

AŞK...

Resim
yüreğinizin içindeki gücü korumak için nelerden vazgerdiniz?Yüreklerimiz öylesine pas tutmuş ki...herşey öylesine sahte ve öylesine anlamsızlaşıyor ki...yirmili yaşlarımın başında taşıdığım yüreğimi özlüyorum...hayalimdeki aşk için nelerden vazgeçebilirdim?...Bununşimdi farkına varıyorum...gerçekten kendi yüreğimdekine eşdeğer bir güzellik için nelerden vazgeçmişim...geleceğimi tamamen değiştiren ve ruhumu yaralamış; ya hep,ya hiç diyebildiğim bir seçim yapmışım...bunu seçerken tamamen yüreğime bırakmıştım kontrolü..." yüreğinin götürdüğü yere git!" diyordu Susanne Tamarro...Öyle yaptım...Geleceğimi sattım...Bakıyorum da,o günlerde benim aşk için göze alabildiğim;'ya seninle olurum, ya da yok olurum!' duygusunu kimse taşımıyormuş...Evet...geleceğimden vazgeçme nedenim; benliğimi yokluğa bırakma nedenim yüreğimdeki güzelliğin peşinden gitmekmiş...O güzelliği yitirmek üzereydim...yazık... buna değecek bir başka yürek bulmak için çok mu geç?...
Resim
Resim
*ısrarla geleceğe taşımak istediğimiz geçmişimiz... şekilendiremediğimiz, gelecek yaklaştıkça anlamsızlaşan yaşamlar; eskiden bize ait olup da geleceğimizde yabancılaştığımız nesneler...* Gelecekbize ne kadar yakın, bunu hiç düşünmeden yaşarız.sanki herşey durgunmuş gibi yaparız...ama durgun olan hiçbirşey yoktur...devinim evrenin varoluş nedenidir...bişeylere dönüşmekte miyiz, yoksa bişeylere doğru gelişmekte miyiz ; bunu anlamaya çalıştığımız bir süreçteyiz...ya da birçoklarının zannettiği gibi herşey kompakt bir bütünlükte ve hep üstteki üstte, alttaki altta olacak...ama böyle bir dünya hiç varolmadı...hep yağmur yağdı, kumdan yapılmış ne varsa sildi süpürdü...ve dünya, eğer kumdan kalelerimizle doğayı yok etmeyi beceremezsek, yağmurlarla daha sayılamayacak kere yıkanacak.DNA'larımız kendini kopyalamayı, evrenin geleceğinde , dünya gezegeninin ömrünü tamamlamasından çok sonra sürdürecekse, bunu haketmek için yapmamız gereken şeyleri doğa bugün bize gösteriyor...Onu dinlemek için

şair...

Resim
Görünmez yollar sana çıkacak dediler; dinlemedim... Bir güzelinle çektin beni görünmez yollar çizdin adımlarıma. Bir güzeline sardın beni naçar yüreğimde sevda düşleri. Günlerinle rüzgar gibi;bazı meltem,bazı poyraz savurdun düşlerimi. Kelimeler şarkı oldu şiirlerim aşkın sürgünleri... Akşamları pencerelerimde; elçiler gönderdin rehber sesler kanatlarından, öldüler tozları döküldü masa lambamın diplerine çirkin güzellik güve kelebekleri... Bir güzelini çözdün bana sessiz karanlıklarda hatırlarım onu. göz kapaklarım sinema perdeleri rüya rüya uykularıma getirir, ezgilerime buruşmuş gitar izleri, yüreğime ateşler üfler gidersin...

yeniden keşfetmek...

Resim
kimi zaman sırlarla dolu,kilitli bir kitabın açılmasıdır hayat...çocukken nice hayret verici tecrübe yaşarız...sonrasında sıradanlaşan o anlar ruhumuzun dinamiklerini oluşturur aslında...büyüdüğümüzde; ya da yeterince büyüdüğümüzü sandığımızda, sırlarla dolu kitaptan öğrenebileceğimiz başka birşey yok zannederiz...oysaki yepyeni şeyler bekler her an bizi...yaşımız ilerledikçe görmekte zorlanırız sırları, sihirleri...ama aslında onlar bizi hep takip etmiştir.bize yeniden hayret verebilecek o kadar çokşey vardır ki...bazen okuduğumuz bir kitabı yeniden okumalıyız; eskiden izlediğimiz bir filmi yeniden izlemeliyiz; eski şarkıları dinlemeliyiz... öyle çok yeni şey buluruz ki,onları daha önce farketmediğimize şaşırırız...hep çocuk kalabilen bir yürek, hep umut dolu,yeni olan herşeye açılabilecek bir gönül taşımalıyız...hayat çok kısa.ne kadar yenilenerek yaşarsak, o kadar yoğunlaşır; uzar ömür...

insanlar düşer!

Resim
insanlar düşer! dedi adam..bendenbiraz para istedi...çok sıkıntılı zamanlarımdı ruhsal açıdan...evet bir yere kadar anlarım; insanlar zor durumda kalabilirler,çaresiz olabilirler..ama o günlerde ben de çok çaresizdim...çıkış bulamıyordum...ruhsal depresyonum son haddindeydi..sağlıklı düşünemiyordum...ben öğrenciyim dedim...en iyi bahane...yani henüz kendi paramı kazanmıyorum...sanırım aynı yerde birkaç kez daha, başka adamlar, başka şekillerde para istedi benden...verdiğimi sanmıyorum...sonraki yıllarda o adamın acıklı sesini duydum hep ruhsal sıkıntılarımda:'insanlar düşer!...' Ben de düşmüştüm sonra.. elimdeki gelecek umutlarını bir anda kaybetmiştim...ama ne kadar düşülür daha diye de soruyor bilinçaltımda bişeyler...sokaklardaki yalnız, sefil alkolikler düşmenin son sınırı mı? insan şu anda olduğu durumu uçurumun alt katlarına bakarak daha rahat kabulleniyor...ruhum yara aldı...ama hala gücüm var...tepeye tırmanabilrim...kaldığım yerden geç de olsa devam edebilirim...daha f

ne kadar geçmişte?

Resim
çocukluğum bana bakıyor...eksik bişeyler var sanki...neredesin?...soruyor...neden?...soruyor...ya nasıl?...soruyor...eksik bişeyler var evet...çocukluğumda yitirdiğim bişeyler...öyle belirsiz bakıyor ki ekrandan;geçmişten...şu anı açıklayan bir durgunluk sanki...ürkeklik,gülümsemeyen bakışlar,sessizlik...hala aynı belkide.kendimi yitirmişliğimin şaşkınlığı yıllardır üzerimde; oysa ki çocukluğumun bakışlarında da aynı şaşkınlık; neden?...soruyor...Elimizde olmayan şeyler var...çocuk yüreğimizi geleceğe taşırken yaralayan;elimizde olmayan...bir varoluş sorunu belki...varolmayı ben seçmedim...ama yok da değilim...hayat denen filmde kötü bir figüran bile olamamış hissediyorsam cevabı varoluşumun ne kadar geçmişinde aramalıyım?...çocuk bakışım bile şu anki sessizliğimi yansıtıyor....ne kadar geçmişte kaybettimşu an aradıklarımı?...soruyor...

eski son;yeni bir başlangıç...

Resim
eskiden kalma bir yağmur....yağmurdan sonra yeni bir hayat başlamıştı,sonrası olmayan...her yenilenişinde yılın, yeni bir geçmişe dönme umudunu taşıdı...kaybedilenlerin yeniden kazanılması mümkün müdür?geçen yıllar geri gelmez ...ama eski hayatın devamı,yeni bir başlangıcı getirir belki... boşa geçen zaman hiç bir zaman affetmez...ama bir başlangıcın sonu eski bir sona bağlanır mı?Neden olmasın?

Duvar

Resim
zaman bazen faşisttir...zorunlu bir sınırdır silah zoruyla çizilen...birşeyler duvarın ardında kalmıştır..ama onların hala orada olduğunu bilirsin...yıllarca eskiden kaybettiklerinle yeniden buluşmayı dilersin...ama duvarın ardında neleryaşanıyor bilemezsin...ayrı bir dünyadır orası...hayaller kurarsın duvar olmasaydı,zaman bana bu kadar acımasız davranmasaydı ne olurdu dersin...ama hayaller yine acıtır,seni gerçeklikten koparır,çünkü sen duvarın öbür tarafındasın...diğer tarafa geçmek için belki de hiç umut yok...

....

....

You can't tell me LOVE...

Resim
bana sevgiyi sen anlatamazsın...Hayır...Kimseye ait değildir aşk çeşmesi...isteyen gelir,istediği kadar doldurur testisini...isteyen kana kana içer...Bazısına bir damla yeter sevmek için,bazısı daha çoğuna ihtiyaç duyar...aşk ki kimsenin tekelinde değildir...herkes kime gönlünden ne kadar yer açacağını kendi bilir...her kitap,her şarkı, her üretilmiş şey ilhamla; kendi sevgisini kendi verir alabilene...Sevmek bazen ben de varım demektir...bakın buradayım! senin gönlünde baş tacı olan, bir başkası için en değersiz şeydir...bir yerlerde çıkış aramaktır bazen sevmek...sanata gönül vermektir...bir andaki ilhamı paylaşmaktır bazen aşk...bazen geçmişi anlatmaktır...bazen beceriksizce yapılmış birşeydir sevmek...hiç büyümemek, hep çocuk kalabilmektir...sen anlatma bana sevgiyi!...ağaç dalınca cilveleşen iki kuştur sevgi;çocukluğundan kalan ilhamı paylaştığın...

melekler...

Resim
Dört büyük melek...sudan, topraktan, ateşten ve havadan gelirler...evreni kuşatan enerjileriyle zaman kavramının ötesinde yaşarlar...küçük melekler onlardan türemiştir...su cinlerini görürsünüz her yerde ellerinde bir müzik aleti sese hükmederler...notalar onların icadıdır; insanoğluna hediyeleri...Ateşten gelen haber meleğinin çocukları matematik öğretirler...sezgilerini verir insanoğlunun...rüyalarını yönetir...mevsimlerin ve kainattaki fiziğin yöneticisi havadan gelen perilerdir...resim ve heykelin ilhamını, şiirin büyüsünü taşırlar...ve insanoğlunun kaçınılmaz sonunu hazırlayan Ölüm meleği, toprağın hükümdarıdır...ruhları yolculuklara çıkarır..zamanı geleni kollar...en başa götürür varlığı, yokluğun başladığı yere...

kalk ve yeniden dene...

Resim
hayatın dönemeçleri vardır...bişeylerle mücadele ettiğimizin bilincene çoğu kez varmayız bile...özellikle birileri enerjimizi; düşüncelerimizi emen bir vakum gibi bu mücadelede hep kovalar bizi...Direnebilenler için bu vampirleri yenmek sözkonusu olabilir..ama bazen vampir kazanır...bu durumda yapabileceğimiz en iyi şey başka bir yerde yeni bir başlangıç yapmak olmalı..ama yeni ortamda da enerji emen vampirler olduğunu unutmadan...yeni başlangıç çoğu kez kışın ortasında yaşanan bir baharı andırır...kısadır ama sıcaktır...ömrün en güzel yıllarında enerjini çalmışlardır..ama yaşamın her yaşında yeni bir umut her zaman olmalı dersin yeni mücadelende...ömür orta yaşa yaklaştıkça yalnız kalma korkusunu taşısada,belki bir kez daha yeniden başlayabilme gücünü de içinde taşır...Bu başlangıçlar belkide ölümle bile sona ermiyor olabilir...

mavi derinlik düşleri

Resim
mavi derinliğin gizemini çözmek...bir yunus gibi saatlerce derinlerde olmak...bir zamanlar düşlerim derinlerdeydi...unutmadım...ama düşlemeye korkar oldum maviliği artık... insanoğlunun geldiği yer neden denizin derinliği olmasın?...

düşlerimdeki kadın...

Resim
düşlerime hapsolmuş serin bir kıyıda...güçlü bir kadın düşledim; sonra her kadında o kadını aradım belki...sadece özgürlük değil mutluluk da vardı arayışımda...ararken öylesine mutlu oldum ki her bulma umudumda,kıyıda duran çıplak ayaklı kadının hiç bir zaman gerçek olamayacağını anladığımda bile inat ediyordu yüreğim...hep düşlerim bana gerçeklerden yakın geldi...acı çektirdi ama bu...

başlangıç...

düşlerim eskidi...ben de...